bir kaç dekad önceydi. pencere açık, alacakaranlık içeriye davet edilmiş. esintiyle beraber tabi. esinti ama, sol elimdeki yanmayı hafifletmiyor. t-shirt ters. içim dışımda, başım bulanık. oynat tuşu daha önce bir sürü insanın bunalımına konu olmuş. eldivenle her şeyin önceden yaşanmışına tuşlamak lazım. hangi vakit kim neyi yaşamış olabilir. vakitler bulanık evet ama bulanık bir beyin bile günde iki kez pencereden uçar gider. köpüğü kalır.
bir kaç dekad açık pencereden esintiyle birlikte, alacakaranlıkları alıp gitmiş. kuşluk vakitleri sol elimdeki yanmayı hafifletmiyor. t-shirt fırlatılmış bi’ kenara. içim çamura bulanmış, dışımda gelişiyor başka hayaller. oynat tuşu iki dik çizgi yanyana konumunda. daha önce de, kendilerine özel olmayan tuşa basmış birileri. hangi daha önce bulanık değil ki. bulanık bir daha önce bile günde iki kez şu anmış gibi insana bişey hissettirebilir. gelecek bi zamanı köpürtür.
bir kaç dekad sonraydı. pencere açık, alacakaranlık içeriye davet edilmiş. esinti kontrolü kaybetmiş. boşlukta sürükleniyor. esintiye neden olan fiziki şartlar nefes almayı, aksi gibi, kolaylaştırmıyor. köpük, karbon-dioksit belirtisi. karbon-dioksit sol elimde bi kere daha yanıyor. karbon-monoksit daha boğucu. ters t-shirt boynumu büküyor, yardımcı olabilir gibi değil. dışım içim buruk. başım bulanık. oynat tuşunun oku ileriyi gösteriyormuş gibi yapıp eski şarkıları çalıyor. şimdi o şarkılara daha da çok bunalım yapılmıştır. bana özel bi şarkı yok. kimseye özel bi şarkı yok. her şeyi önceden yaşamışlar. hepsini yaşamış gibiler. hangi vakit kim neyi yaşayacak, benim özel meselem değil. özel meseleler bulanık evet ama bulanık bir bacak bile günde iki adım atabilir. geçmiş bir zaman köpürebilir.
14:47