ilk insanlardan beri ağrıya ibadet: bir gelenek. yeni tanrıların bile üzerini örtemediği inançları, satın alamadığı ilaçları ve unutmadan üzerinden kaldıramadığı ağır kilden, bir fiil ile bitirilemeyen cümleleri. medikal tanrıların boyun eğdiği, bakışlarını kaçırdığı kutsal kas kütleleri ve tendonlar. bir ayağı havaya kaldırırken, tek ayak üzerinde durmaya çalışmalar. yeşil kutsal çay, dingin durgun metamizol sodyum.
ayağının altında gezegenler yıldızlar vardı belki ama, yukarıya doğru çıkan kutsal ağrı, belki de başını bile ağrı-tengri’tir. kutsal bir çanak olarak bir kafatası ama ağrı, kendi tanrılarına bir ağıt da olmasa gerek.
Wenn mit lichtem Leuchten
du beginnst den Lauf.
schlägt der Schmerz die feuchten
Augen zu dir auf.*Rilke