insan kendisine hiç bir zaman küçük beyinli demez, bu yazı, evreni düşündüğümüzde, göreceli olarak ne kadar küçük beyinlerin içerisine kendimizi hapsettiğimiz ile ilgili..
Ankara’da evde oturmuş, çantamı hazırlamış durumdayım. 1 Ağustos sürecini yeni yeni hazmetmişken, yine yarın uçuşa hazırlanıyoruz. heyacan dorukta! Fakat geçirdiğim şu 1 ay, 7 gün, kafamdaki ufacık alanda ne evrenler döndü, ne düşünceler geçti.
ilk yazı çok uzun olamaz.. bundan sonra da resim yüklemeyi düşünüyorum.